sosyal ağlarda izleyin

-DİĞER YAZILAR- etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
-DİĞER YAZILAR- etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15.12.12

DUKANING ÇEKİLİŞİ

Hayır hayır yanlış gelmediniz.Burası moda blogu değil:))

Blogun müdavimlerinden çok şeker,güzeller güzeli bir takipçim harika markalara modeller hazırlayan bir tekstilci.İsveçli bir designer için hazırladığı koleksiyondan birkaç özel parçayı sizlerle paylaşmam için bana gönderdi.(çok teşekkür ediyorum kendisine)

Ne yapsam,kime yollasam derken aklıma bu kez hedefine ulaşmış olanları ödüllendirmek geldi:)

Biliyorsunuz bizim bir de Dukan'la istediği kiloya ulaşanların ÖNCE-SONRA fotoları ve merak edilen soruları yanıtladıkları röportajları içeren  DUKAN-ING sitemiz mevcut.
Kilo verenler ,fotoğraf paylaşanlar çok ama uzun zamandır siteye yeni röportaj eklememiştik.

Bu çekilişin amacı hem siteye yeni röportajlar ekleyip motivasyonu arttırmak ,hem de yenilenen gardolaplara bir katkı sağlamak:))(giysiler 36-38 bedenler için uygun)

İŞTE ÇEKİLİŞ ŞARTLARI:
-Güçlendirme veya korumada olmalısınız.(kalan kiloları için tekrar başa dönenler VE çok ciddi kilo vermiş ancak halen verecek birkaç kilosu olduğu için seyire devam edenler de katılabilir:))
-Anket cevaplarınızı ve önce-sonra fotonuzu dukaning@gmail.com adresine yollamalısınız.(soruları buradan alabilirsiniz.)
-Ve buraya yorum bırakmalısınız.

1.OCAK.2013 GÜNÜ YAPILACAK ÇEKİLİŞTE İLK 3 KİŞİYE ARMAĞANLARINI GÖNDERECEĞİM:)

not:Önceden röportajları yayınlanmış olanların sadece katılmak istiyorum demesi yeterli:))
not2:Yurtdışından da katılabilirsiniz ancak ne kadar sağlıklı ulaşır emin değilim.
not3:Çekilişi her zamanki gibi otomatik sistemden yapacağım.
not4:Gönderdiğiniz maile buradaki nickinizi(ya da tam aksini) yazarsanız kimin kim olduğunu karıştırmamış olurum:)


10.12.12

DUKAN DİYETİ HAKKINDA ŞEHİR EFSANELERİ



DUKAN DİYETİ ÇOK SINIRLAYICI VE AÇ BIRAKAN BİR DİYETTİR:
Bu diyetin en güçlü noktalarından biri size yiyecekleri tartmak veya ölçmek zorunda olmadan istediğiniz gibi yeme özgürlüğü vermesidir.Dukan diyetinin hiçbir aşamasında karbonhidrat,kalori veya besin değeri sayma yoktur.Son aşamada her besin dahil edilirken diğer evrelerde de 100 izinli gıda vardır.Porsiyon miktarlarını açlığınız belirler.Eğer halen açsanız:BİRAZ DAHA YİYİN!Dukan diyeti kitabını okuduğunuzda sizi doyana kadar yemeye teşvik ettiğini görürsünüz çünkü izinli her gıda kilo vermeniz için seçilmiştir.

DUKAN DİYETİ MODA BİR DİYETTİR:
Yeni herşeyin geçici bir heves olduğu düşünülür.Dukan Türkiye için yeni olsa da çok eski bir geçmişe sahip bir programdır.Resmi kitap 15 farklı dilde tercüme edilmiş; Fransa’da ise 20 yıldır süregelmektedir.
Aslında ilk diyetler karbonhidratları azaltma prensibine dayalıydı.
 Paleolitik çağda tarım ve hayvancılıktan cook önce insanlar et,balık,yumurta,sebze,kök,fındık,meyve vb.gibi besinlerle yaşamını sürdürüyorlardı.Dukan diyetinin dayandığı temel yeni değil kanıtlanmış beslenme prensiplerine dayanmaktadır.

DUKAN DİYETİ SAĞLIKSIZDIR:
Dukan diyeti kimyasal ve koruyucu içermeyen işlenmemiş besinler yemeye teşvik eder.Kendi yemeğini hazırlamak ve her yemeğin tadını çıkarmak önerilir.
Diyette bol su içilmesi;yüksek sodyumdan,yağdan,şekerden uzak durulması temel prensiptir.
Taze sebze,meyve ve tam tahıllı ürünler artı olarak yulaf kepeği ile hayatınızın geri kalanında uygulanması tavsiye edilen koruma evresi sağlıklı beslenmenin anahtarıdır.Birçok kişi ekmek,patates,pirinç ve makarna türü karbonhidratlarla beslenmeyi sever.Dukan diyeti tat,keyif ve lezzetten ödün vermeden karbonhidratları azaltmanın mümkün olduğunu bize öğretir. Dukan diyeti sadece beslenme değil aynı zamanda düzenli egzersiz yapmayı içeren bir programdır.Bunun sonucunda Dukan uygulayarak kilo verenlerin düzelmiş kolestrol düzeyleri,dengeli tansiyon ve şeker gibi sağlık raporları olması süpriz değildir.

TÜM GÜN PROTEIN YEMEK COK ZOR:
Saf proteinler iştahınızı azaltırlar.Şekerli ve yağlı gıdalar ise yüzeysel bir tokluk yaratıp kısa sure içinde acıkmanıza neden olurlar.
Son çalışmalar şekerli ve yağlı atıştırmalıkların sonraki öğünde az yemeye teşvik etmediğini kanıtlarken;proteinlerin açlık duygusunu tamamen bastırdığını ortaya koymaktadır.Üstelik protein yendiğinde açığa çıkan ketonlar doğal bir iştah kesicidir ve doygunluk hissi verir.Diyete başlandıktan 2-3 gün içinde açlık ve aşırı iştah hissi kaybolur ve birçok diyetin aksine aç kalmadan takip etmeniz kolaylaşır.



YÜKSEK PROTEİNLİ DİYETLER BÖBREKLERDE HASARA NEDEN OLUR:
Vücudun yağ yakarken ortaya çıkan ketozis durumu kilo kaybı için belirgin fark yaratırken çok nadir durumlarda böbrek ve karaciğer için zararlı olabilir.Genel olarak yüksek proteinli diyetler sadece bozulmuş fonskiyonlu böbrekler üzerinde sorun yaratabilirler.Önerilen 1.5 lt su böbreklerin temizlenmesine yardımcı olur ve ürik asit miktarını normal sınırlar içinde tutar.

DUKAN DİYETİ KÖTÜ NEFES KOKUSU,KABIZLIK VE BİTKİNLİĞE NEDEN OLUR:
Eğer kötü nefes kokusundan muzdaripseniz üzülmeyin çünkü bu hızlı kilo kaybının sonucudur.Dukan diyetinde tok kalmanızı sağlayan ketonlar aynı zamanda kokuya sebep olabilir.Yulaf kepeği bu soruna yardımcı olabildiği gibi;idrar yoluyla ketonu atmak için daha fazla su tüketimi gerekli olabilir.Bu durum Atak evresinde daha yoğun olabilir fakat zamanla azalacaktır.

 Bağırsak hareketlerinde azalma görülmesi aslında tam anlamıyla kabızlık olarak adlandırılamaz.Proteinlerde fazla lif olmamasından kaynaklı bu durumun telafisi için bol su ve yulaf kepeği önerilmektedir.Eğer sorunu aşamıyorsanız atak evresini sonlandırarak direk sebzelerin de eklendiği seyir evresine geçmek önerilir.Bunun yanısıra diyete buğday kepeği eklemek de bir seçenektir.(yulaf kepeği hakkınızın 1 yemek kaşığıyla yer değiştirerek)
Yine ilk 2-3 gün yorgunluk belirtileri görülebilir ama zamanla bu da azalacaktır.(Bu aslen yorgunluk değil karbonhidratsızlığa vücudun tepkisidir.)

İLK AŞAMADA LİF,YAĞ,VİTAMİN VE MİNERALLER YOK:
Atak evresinde tam 72 adet yiyecek seçeneği vardır.Bunlar deniz ürünleri,kümes hayvanları,yumurta,yağsız et , süt ürünleri ve kepekten oluşur.Bu gıdalar Omega 3,yağ asitleri,vtaimin ve mineral kaynağıdır.Diyet boyu yenecek yulaf kepeği lif açısından zengindir.Ayrıca 1-10 gün arası sürecek bu evre vitamin eksikliğine neden olacak kadar uzun bir sure değildir.(Ayrıca diyette 3.evreye kadar meyve olmaması da vitamin eksikliğine neden olmaz çünkü eklenen sebzelerin birçoğunda meyvelerden daha fazla vitamin mevcuttur.)BKNZ:MUCİZEVİ DUKAN SEBZELERİ

DUKAN DİYETİNİ UYGULAMAK ZORDUR:
 Diyet hakkında duyduklarınız(evreler-izinli gıdalar vs. Vs.) diyetin çok karışık olduğu izlenimini yaratsa da aslında Dukan Diyetini takip etmek çok basittir.Beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmenizi sağlar ve diğer diyetler gibi tekrar kilo almanıza yol açmaz.Yapmanız gereken mutlaka kitabı okumak,diyetin mantığını kavradıktan sonra keyifle kilo vermektir.Dukan aç kalmadan,kalori saymadan,sevdiğiniz tatlardan mahrum kalmadan uygulayabileceğiniz nadir diyetlerdendir.

kaynak:dukandiet.com

30.11.12

ÖDÜLÜMÜ ALDIM ,BAŞUCUMA KOYDUM:))



2 sene öncesine kadar biri bana gelip blog yazarı olacağımı(üstelik yemek blogu:D),bu blog sayesinde onbinlere ulaşabileceğimi ve 'En Çalışkan Blog' finalisti olarak ödül alacağımı söylese gülerdim:))

Dün gece ödül için sahneye çıkarken hem çok heyecanlandım hem de duygulandım.
İnsanın emeklerinin karşılığını görmesi,takipçilerinin ve jürinin ödüle layık bulması inanılmaz bir motivasyon kaynağı.

Hepinize yanımda olduğunuz ve heyecanımı paylaştığınız için teşekkür ederim:)

Tam gaz devam...

Ayrıca bu harika geceyi organize eden BUMERANG da kocaman alkışı hak ediyor.Emeği geçenlere sonsuz teşekkürler...
en başta ben,arkada ise sayfamız:))

28.11.12

DUKAN KREP YAPIMI VİDEOSU







Yeni başlayanlar için Dukan Krep Yapımı videosu hazırladım:)

Arka fonda duyduğunuz ses minik kızım Eda'ya ait:)
Bir elimle çekip ,diğeriyle yaptığım için bazen ekran kayabiliyor ama fon müziğim home tv tariflerini aratmıyor:DD

Keşke tüm tarifleri video haline getirmek mümkün olsa ama kayıttı,sesti,montajdı bayağı zor iş.
Hele benim gibi teknolojiyi el yordamıyla(ve google desteğiyle:D)takip ediyorsanız zordan da öte:)

not:oldukça yüksek kalitede bir videoydu ve youtube'a yüklenmedi.ben de biraz azaltıp tekrar yükledim.videonun yazılarında ve görüntüde sonuna doğru görülen egzotik:) kaymalar onun neticesinde oldu:D

İyi seyirler:))

ATAK VE DİĞER EVRELERDEKİ SAF PROTEİN GÜNLERİ ARASINDAKİ FARKLAR


Çoğu kişi Atak ve diğer evrelerdeki Saf Protein günlerinde yenmesi gerekenlerin aynı olduğunu sanıyor.
Fakat durum daha farklı.Aşağıda nelerin farklı olduğunu ve dikkat edilmesi gerekenleri görebilirsiniz.

YULAF KEPEĞİ:
Atakta hergün 1,5 yemek kaşığı yenirken ,Saf Protein günleri de dahil olmak üzere Seyirde 2 yemek kaşığı,Güçlendirmede 2 yemek kaşığı,Korumada ise 3 yemek kaşığı yulaf kepeği olmazsa olmazlar arasında.

SINIRLI İZİNLİLER(TOLERE GIDALAR):
Maksimum verim beklenen atak evresinde tolere gıdalara izin verilmediği gibi ,6 gün normal beslenmeye dönülen Koruma evresinin SP günlerinde de kullanılmamalıdır.Seyir ve Güçlendirmenin SP günleri içinse bu geçerli olmamakla beraber duraklama yaşayanların tolere gıdalardan  uzak durması önerilir.

72 İZİNLİ PROTEİN:
Her evrede sınırsız tüketilmesi izinli olan proteinlerin diğerlerine göre daha yağlı olanları Koruma Evresinin Saf Protein gününde tüketilmemeli.
Bunlar,
-Bonfile,kontrfile gibi dana etinin daha yağlı bölümleri,
-Somon,ton,sardalye gibi yağlı,soğuk deniz balıkları,
-Tavuğun kanat,kalça ve kuyruksokumu,
-Yumurtanın sarısı,
-Süt,yoğurt(yerine yağsız peynir tercih edilmeli)

TUZ:
Dukan tamamen tuzsuz bir diyet önermemekle beraber vücutta su tutulması yaratması sebebiyle azaltmamızı tavsiye eder.Koruma'nın SP gününde ise bu miktar minimuma indirilmelidir.(tuz seçiminizi doğal kaya tuzlarından yana kullanmanız önerilir.)

SU:
Diğer evrelerde minumum 1,5 lt su önerilirken ,Koruma'nın SP günlerinde vücut sistemini temizlemek  için miktarı 2 lt'ye çıkarmak öneriliyor.

PROTEİN TOZU:
Dr.Dukan doğal olmadığı için protein tozlarını hiçbie evrede önermemekle beraber, Koruma Evresinin SP günlerinde istisnai durumlar için sık olmamak kaydıyla izin veriyor.


Kaynak: -thedukandietsite.com
-Dukan Diyeti Kitabı


15.11.12

BLOGUMUZ İLK 10'DA:))

''DUKAN DİYETİ TARİFLERİM'' BUMERANG ÖDÜLLERİ İÇİN KATILAN 1111 BLOG ARASINDAN ''EN ÇALIŞKAN BLOG'' KATEGORİSİNDE 10 FİNALİST ARASINA GİRMEYİ BAŞARDI:))
BU TAMAMEN SİZİN OYLARINIZLA OLDU ARKADAŞLAR.
HEPİNİZE ÇOK ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM.

DARISI 23 KASIM'DAKİ JÜRİ OYLAMASINA:))

HABERİ OKUMAK İSTERSENİZ TIKLAYIN:)


1.11.12

ÇEKİLİŞ SONUÇLARI





Yorum bırakan 29 kişi arasından random.org'la yaptığım çekiliş sonucu Gurmenet'ten armağan kazanan 3 takipçim:))
Tebrikler:))

Lütfen bana dukandiyetitarifleri@gmail.com'dan ulaşarak adreslerinizi bırakın.
Sevgiler:))




NOT:KAZANAMAYANLAR ÜZÜLMESİN ÇEŞİTLİ VESİLELERLE HEDİYELER DEVAM EDECEK.LÜTFEN TAKİPTE KALIN:))

22.10.12

Dukan Diyeti Tariflerim 'EN ÇALIŞKAN BLOG' olmaya aday

Tabi siz de öyle düşünüyorsanız:) Çünkü bu yarışma için sizlerin oyları gerekiyor. Yapmanız gereken çok basit. Verdiğim linke tıklayarak sadece cep telefonunuza gelecek şifreyi girerek oy verebilirsiniz.(tamamen ücretsizdir.) İlk 10'u sizlerin,İlk 3'ü ise yarışma jürisinin oyları belirleyecek. Katılan tüm blogger'lara başarılar dilerim:)

Bumerang Ödülleri Oy Ver! Bu da oylama linki. Şimdiden teşekkürler:)

15.10.12

SOSYAL MEDYA HABER İLE SÖYLEŞİMİZ




Dukan diyetiyle ilgili merak edilenleri yanıtladığım güzel bir röportaj için linki tıklayabilirsiniz:))
SOSYAL MEDYA HABER

13.10.12

2.YIL ŞEREFİNE ARMAĞAN ÇEKİLİŞİ:))


Kasımda blog 2.yaşını kutlayacak:))
Bunun şerefine sevgili takipçilerim için armağan çekilişi yapmak istiyorum.


Otomatik program kullanarak yapacağım bu çekilişte ilk 3 izleyicime gurmenet'in katkılarıyla armağanlarım olacak:)

Çekilişe katılma koşulu ise sadece blogumun izleyicisi olmak:)
Bunun için sağ kolonda gördüğünüz SEVENLER kısmından ''bu siteye katıl'' butonuna tıklayarak google veya twitter hesabınızla siteyi izlemeye almanız ve bu posta yorum bırakmanız gerekiyor.

NOT:
-Çekiliş tarihi 1.KASIM'dır.
-Hediyeler Dukan diyeti yapanlara hitap edeceğinden sadece hediye almak amaçlı takipçim olmayı düşünenler hayal kırıklığı yaşayabilirler.Lütfen bu amaçla siteyi izlemeye almayın.
-Armağanlar gıda maddesi olacağından üzülerek yurtdışındaki takipçilerime gönderemeyeceğimi belirtmek isterim.

Sevgiler:))

4.7.12

Dukan'la başaranlar

Biz çok olduk:)
Facebook sayfamızın üye sayısı 27bin'e dayandı.
ÖNCE-SONRA fotoğraflarımız aldı yürüdü.
Başaranları sağda solda ,iki arada bir derede sayfada sıkıştırabildiğimiz yerde sorduk durduk.Başarılarının sırlarını merak ettik.
Hal böyleyken merak ettiklerimizi soralım,bu yolculuktaki detayları iyice öğrenelim istedik.
Sayfa üyelerinin hazırladığı soruları hedefe ulaşmış arkadaşlarımıza yönelttik.

Soruları cevaplayan tüm arkadaşlarımıza teşekkür ederim.
Arkadan gelenlere ışık tuttukları ,başlamaları için cesaret verdikleri için...

Hergün bir sayfa üyesinin hikayesini ve önce-sonra fotoğrafını ,dukan-ing blogumdan ve facebook sayfamızdan  izleyebilirsiniz.

Sevgiler

7.6.12

Sevgili Küçük Kırmızı Balık'ımız ve ilham veren başarı hikayesi:XXL'dan XS'a Var Mı Benimle Gelen ?

XXL'dan XS'a Var Mı Benimle Gelen ?


Evet,
İşte ben..
İşte beklenen yazı..

Evet uzun zamandır benden beklenen yazı bu sanırım.. Kimine göre mucize kimine göre başarı kimine göre azmin zaferi kimine göre photoshop...
Bana göre ise 'içindeki gücün farkında olmak ve bunu kullanmak'...

Şuan bile en çok sorulan soru 'boyun kaç?' Merakım şu ki ne önemi var.. 1,80 ya da 1,50. Önemli olan sizin o son halime baktığınızdaki görüntüm. Oranım, orantım.  Ama nedense bir ısrar var.. Boyum Türkiye ortalaması olup 1.63 cm. Öncelikle buna açıklık getirmek istedim ki yazıyı okurken akıllarda soru işaretiyle devam edilmesin. Gelelim asıl mevzumuza..

  • Ben nasıl zayıfladım ?
  • Özel olarak birşey uyguladım mı ?
  • Spor yaptım mı ?
  • Hiç mi kaçamak yapmadım ?
  • Ne kadar zamanda verdim ?
  • Hiç durakladım mı ?
  • Ben photoshop muyum ?

Burada bunu yedim, şunu yemedim diye maddeler sıralamayacağım. Çünkü okurken maddelerde boğmak şartlar koşmak istemiyorum.İstiyorum ki sizler şuan bu yazıyı okurken daha çok sohbet ediyormuş gibi hissetmeniz..
  
Ve işte bir diyetin kilit noktası "Karar Vermek"


  •  Ben ne zaman kilo aldım ?
  •  Ben neden kilo aldım ?
  •  Ben bu kilodan nasıl kurtulurum ?
  •  Benim ne yapmam lazım ?
  •  Ben neden yapmıyorum ?
Tüm soruların cevaplarını şimdi sesli larak kendinize sorun ve sesli olarak cevap verin. Artık sorunun ve çözümün ne olduğunun farkındasınız...

Ben tüm bu soruların yanıtını verdikten sonra; 'karar verdim'


Benim bu beslenme hayatımı yeniden düzene sokmam, yeniden kendimi bulmam gerekiyordu.
Bunun için de diyet yapmam gerekiyordu. Bu kararı verince bana zararı dokunduğunu düşündüğüm herşeyi hayatımdan çıkarmakla işe başladım. Sabahları 3-4 yağlı poğaçaya, öğlen yenen pizzalara, hamburgerlere, pilav üstü dönerlere,aralarda yenen cipslere, jelibonlara, çikolatalara, gofretlere, paket paket yenen dondurmalara, aksamları yenen mantılara, makarnalara, patates kızartmalarına, tatlılara, pastalara veda etmem gerekiyordu ve ettim de. Daha çok suya, yeşil çaya, yürüyüşe ihtiyacım vardı. Bu süreçle başlayarak kendimce arınma yöntemimi bulmuştum. Ve böyle 87 kg ile başladı yolculuğum.. 1 ay sonra 4 kg verdiğimi görmek beni umutlandırmıştı. Bu süreçte devamlı internetten araştırma öğrenme keşfetme çabalarım devam ediyordu. Beni ne motive eder, hangi çay zayıflatır, hangi hareket şekillendirir, nasıl hızlı kilo veririm derken 'dukan diyeti' karşıma çıktı bir anda..Ve 2 gün boyunca Dukan'ı araştırdım,  Simla'nın bloğunu buldum, okudum, okudum, okudum, okudum ve okudum..Ve evet dedim; bu mudur ? - Budur ! Hayatta ilk kez 'diyet yapacak' ve 'diyet kitabı' satın alacaktım. O gün üşenmeden akşamın bir vakti D&R'a gidip aldım onu !Ve inanın yolda gelirken okumaya başladım. Eve geldim okudum, işe gittim okudum, metrobüste okudum, tuvalette okudum, okudum, okudum,okudum ve okudum...


Artık ne yapmam gerektiğini, neden yapmam gerektiğini, nasıl bir yol izleyeceğimi v en önemlisi bu süreçte sabredersem beni nasıl bir mutluluğun beklediğininfarkındaydım. Bu farkındalıkla başladığım süreçte 1 haftalık atak bekliyordu beni. Şimdi o günlerimi düşünüyorum ama inanın hatırlamıyorum...Zaman nasıl geçti hala bunun şaşkınlığı içindeyim. O zamanları bana hatırlatan tek şey fotoğraflarım ve kilo tablom.
İşte ilk hafta ölçülerim, yani diyete başladığım 3. gün neymişim gelin beraber görelim;

Göbek : 105 cm Basen : 110 cm Bacak : 68 cm Diz altı : 42,5 cm
Tip : Şekil A - 1







Şimdi herkes benden neler yaptığımı, ne yediğimi, ne içtiğimi, boyumu, kilomu, yaşımı, evli mi bekar mı olduğumu, kaçamak yapıp yapmadığımı, Dukan'ın verdiği sürede dediği kiloya inip inmediğimi ve şuanda aklıma gelmeyen birçok şeyi merak ediyor.

Başlayalım, herşeyden önce bekar, 26 yaşında, 1.63 cm boyunda bir insan evladıyım. dukan boyunca yani 7 Ekim'den 23 Nisan tarihine kadar geçen zaman zarfında 83,2 kg'dan 56,2 kg'a indim. Bu da demek oluyor ki 6,5 ayda 27 kg; Dukan'dan 1 ay önce de 4 kg vermiş olan vermiş olan ben toplamda 31 kg'ı 7,5 ayda attım üstümden ve 'OHH' dedim.

Peki özel birşey yaptım mı bu süreçte ?
-Evet çok özel bir diyet yaptım; DUKAN DİYETİ !
Bu kitapta ne yazıyorsa birebir uyguladım. Bakın birebir diyorum çünkü;
kışın incecik de giyindim, tabak tabak buz da yedim, bol bol soğuk su da içtim, nerede merdiven bulsam durmadım çıktım, asla ve asla asansör kullanamdım, yürümek için gerekirse bir durak sonra indim ve buna vakit ayırdım. Dışarıda bu diyeti yapmak zor olacağı için 2-3 ay sistemimi oturtana kadar arkadaşlarımla dışarıda buluşmadım, gece saat kaç olursa olsun ertesi gün için yemeğimi hazırladım. Uzayan beyazlarıma rağmen gidip o paraya tavuk aldım. Eve ulaşmama 5 dakika kalmış olmasına rağmen susamışlığımı hissettiğim anda bakkaldan su alıp içtim. Sabah işe gitmeden önce dukan egzersizleri için saatimi 15 dakika öncesine kurmaya başladım. Su içme alışkanlığı kazanmak için masama her sabah 1,5 lt su alıp akşam 6'ya kadar bitirme zorunluluğunu dayattım kendime. Çantamda devamlı konserve balık ve çatal kaşıkla gezmeye başladım. Arkadaşlarımla özel gecelerde, eğlencelerde buluştuğumuzda sadece '1 soda ve 1 Zero' içme lüksünü kullandırttım kendime. Bazı mekanlarda 'zero' bulamamaya başlayınca çantama zero'yu da ekledim benimle birlikte gezmek üzere arkadaş, kuzen, hala, teyze gezmeleri ve gece konaklamalarını tamamen çıkardım hayatımdan. Tüm ısrarlara, tüm baskılara ve o tüm 'bir parçadan birşey olmaz'lara tek bir cevap verdim. 'Bir kereden birşey olmaz çok şey olur'  Şimdi siz sözleyin. Sizce ben 'özel' birşey uygulamış mıyım bu diyet süresince?

En çok sorulan sorulardan biri de 'nasıl motive olduğum' Benim en büyük motive kaynağım eski fotoğraflarımdı açık konuşmak gerekirse.. Sonuçta bu kilolar bana sonradan yüklenmişti. Hep eskiye hep eskiye bakmak mutlu ediyor gibi görünsede şimdi'mi mutsuz kılıyordu. Neden mutsuzluğa devam ediyordum ki ? Mutlu olmak hakkımdı ! Ve benim elimde olan birşeydi. Ve ben de elimden gelen herşeyi yapmaya hazırdım. Bir yerde okumuştum. Kilo ile ilgili bi makaleydi sanırım. Fazla kilolar ile ilgili şöyle bir cümle geçiyordu. "Ne kadar fazla kilonuz var ?" Cevap 30.  "Her gittiğiniz yere sırtınızda 30 kg yük ile gitmeye çalışın bakalım.  Ne kadar taşıyabilir, ne kadar dayanabilirsiniz ?" İşte kilit noktalardan birisi de buydu. Ben fazla kilolarımın hamallığını yapıyordum. Bunu hakediyor muydum peki ? Cevap -Hayır !
O an dediğim şu oldu, "Ben bu kiloların hamallığını yapmak zorunda değilim." Bu benim için ciddi bi motivasyon kaynağıydı.. Ardından "sayfa" ! Benimle birlikte aynı sorunları yaşayan insanları görmek, aynı amaç için aynı çabayı sarfettiğimizi görmek beni bu yolda yalnız olmadığıma inandırdı. Ve yalnız olmadığımı bilmek beni bu diyette 'güçlü kılan' en büyük etkendi. Bu sebeple iyi, kötü, olumlu, olumsuz her bir sözüyle iletişimde bulunduğum herkese çok çok ama çok teşekkür ediyorum. Sayfada sizlerle sürekli iletişim halinde olmak beni diyette olduğum gerçeğinden o kadar uzaklaştırıyor ki her bir sorunuzda her bir yorumunuzda size yardımcı olmaya çalısırken çokça kendimi unutmuşluğum oldu. Şöyle ki bir seferinde herkesin duraklamalarında yardımcı olurken içinde oldugum kendi duraklamamı farkedememiştim. :) Sürekli diyetin eğlenceli yönlerini bulmak, benzetmeler yapmak, espri kaynağı yaratmak, yani bir bakıma insanları diyet lafının sıkıcı ve kasvetli görülen anlamı dışında aksine eğlenceli ve komik taraflarını bulup çıkarmak bu süreçte yaptığım en keyifli şeylerden biriydi. Neyse konuyu dağıtmayayım. :)

Gelelim vereceğim tavsiyelere,
Aslında ben değil Dukan veriyor bu tavsiyeleri ama siz sadece benim ağzımdan duymak istiyorsunuz, hepsi bu. İşe yarayacağını ümit ederek buyrun diyorum :)

* Diyete başlamadan önce mutlaka kitabı okuyup bitirin,
* Günlük 2 lt suyunuzu için,
* Sınırlı izinlilerden olabildiğince uzak durun en azından seyirin ilk yarısı,
* Dukanella'yı kendinize ödül olarak görün, devamlı tüketmeyin.
* Kola'yı da zor da kalmadıkça tüketmeyin, yani kolaya kaçmayın ;)
* Gojiberry'yi tüketmemezlik yapmayın hele de ki seyir kısmınız uzun ise,
* Kolestrol için yumurta sarısı uyarısını sakın kulak ardı etmeyin, benim kolstrolüm yok bana birsey olmaz demeyin.
* Kimseyle kendinizi kıyaslamayın, o atakta 2 kg verdi ben 1 kg verdim diye gereksiz yere demoralize etmeyin kendinizi. Sonucta onun yaşı, boyu, kilosu ile sizinkiler birebir aynısı olmadığı gibi verilecek kilo da aynısı olmayacaktır. Bunun farkında olun. Sadece kendinizle yarışın.
* Yürüyüş yapamıyrum vaktim yok yalanını ne bize ne de kendinize söyleyin. Ne kadar yoğun ve ne kadar çok çalışabilirsiniz ? Sonucta hiçbirimiz dünyayı kurtarmıyoruz. Bu sebeple yürüyüşe "vakit ayrılmayacak" yürüyüşe "vakit yaratılacak" !
* Yürüyüşü yapıyorum ama egzersize vaktim yok diyenlere de 'hareketsizlik meraklısı olmayın" diyor Dukan. Bu vakitsiz insanları Dukan kitabında sayfa 288'de güzel kategorize etmiş. Göz atmanızı tavsiye ederim. (*Noktalı olan kısımda )
* Regl dönemleri artı çıkmanız çok normaldir. Çünkü vucuttaki kaslar sünger kıvamına gelir bu sebeple su tutar, bu da tartıya artı olarak yansır. Eğer bunun bilincinde olup çıkacak rakamı görme cesaretiniz varsa bu özel zamanlarda da tartılın, yok buluttan nem kapan bi cinsim diyorsanız hiç tartıya yaklaşmayın ve gereksiz yere moralinizi bozmayın. Sadece sabredin.
* Hızlı kilo veririm düşüncesiyle sakın ve sakın az yiyip porsiyonlarınızı ufak tutmayın. Çünkü Dukan'da az yemek 'aç kalmak' belli bir saatten sonra yememek gibi birsey sözkonusu değil. Serbest olan yiyeceklerden dileğince yiyebilirsiniz.
* Dukan size süreyi verirken sıfır kaçamak üzerinden değerlendiriyor ! Kaçamak konusunda kimse tolerans tanımıyor anlayacağınız. kaçamak yapmak seyir sürenizi uzattığı gibi, psikolojinizi bozar ve diyetinizi yıpratır. Uzak durun...

Daha yazacak birçok şeyim var aslnda ama daha fazla uzatmamk adına bir an önce paylaşmak istiyorum.. Eksik kalan noktaları artık soru cevap şeklinde konuşuruz. Bu yazının altında..

Ve işte bu da son ölçülerim ve ben... 
İlk ölçü   Göbek : 105 cm Basen : 110 cm Bacak : 68 cm  Diz altı : 42,5 cm
Son ölçü Göbek : 82 cm   Basen : 87 cm   Bacak : 51 cm  Diz altı : 35,5 cm

Fark                   : -23 cm            : -23 cm           : -17 cm            : -7 cm

Tip : Şekil B - 1





Son söz olarak,
Başta Sayın Hocamız Dukan'a, ardından bizim bu sayfada buluşmamıza sebep olan Sevgili Simla'ya ve burada iletişimde olduğum iyi kötü herkes ama herkese bir kez daha çok çok çok teşekkür ediyorum.

Bir laf vardır ya hani,

"Beni sizler yarattınız" diye evet hiç mübalağ etmiyorum;

BENİ GERÇEKTEN SİZLER YARATTINIZ // KKB

Son olarak sizlere,
Şebnem Ferah'ın 'Artık Kısa Cümleler Kuruyorum' adlı parçasını armağan ediyorum.. İyi dinlemeler...

Dip Not : Adımın niçin Küçük Kırmızı Balık olduğunu merak edenler bu ismin nerden geldiğini öğrenmek için aşağıdaki linki açıp bu güzel hikayede kendinizi bulabilirsiniz.

 Küçük Karabalık 



Hadi şimdi bir bardak su için..
Ve bilin ki,
KKB ve ben sizleri çok seviyoruz :)

20.5.12

dukan-ing'E BUYURUN



Artık yeni trend -ing'lemek biliyorsunuz:D
Biz de Dukan-ing yapabiliriz diye düşündüm.İşin içine biraz eğlence,heyecan ve bol motivasyon katmak için iyi bir yol gibi geldi bana.

Peki ne yapmak lazım Dukan-ing için?Dukan diyeti kitabınızla çektiğiniz bir veya daha çok fotoyu                3 HAZİRAN-PAZAR gecesine kadar dukaning@gmail.com adresine gönderiyorsunuz ve http://www.dukan-ing.com/ 'da yayınlanıyor.
Oylama ise 4 HAZİRAN-10 HAZİRAN tarihleri arasında  facebook sayfamda yapılacak.Sizlerin oylamasıyla dereceye girecek fotoğraf sahiplerini TAKİTA'dan ve GURMENET'ten hediyeler bekliyor:)
GURMENET yarışmanın 1.cisi için bu harika sepeti hazırladı.İçinde her Dukan'cıya gereken şahane malzemeler mevcut.İçeriği; Ru Sheim Yulaf Kepeği 500 Gr, Doğalsan Yulaf Kepeği 400 Gr, Clearspring Organik Tofu 300 Gr, Biogenecs Stevia Stick 120 Gr, Pınar Süt Tozu 200 Gr, Red Tiger Yengeç Surimi Stick Taze 250 Gr, Amoy Soya Sosu Light 150 Gr, E.Fallot Taneli Hardal 210 Gr, Chef Seasons Deniz Tuzu Karton Kutu 500 Gr, Ayfer Kaur Toz Jelatin 80 Gr, Acetum Balsamik Sirke 500 Gr, FFC Çikolata Aroması 40 Gr.
Yarışma 2.'si için de hediyeler olacak.

 TAKİTA da hazırlayacağı paketi yarışma 1.'sine hediye edecek:)Paketin
içeriği şöyle:2 adet Formtat 60
1 adet sukralozlu tablet tatlandırıcı
1 kutu (12 adet) karışık aromalı tablet şekerleme
1 adet bal aromalı diyabetik şurup
1 adet Reçelmiks





TAKİTA ve GURMENET'e yarışmamızı destekledikleri için çok teşekkürler:))
 Fotoğraflar nasıl olmalı?
Dukan Diyeti kitabınızla ister kendiniz poz verin,ister değişik ve eğlenceli bir fon üzerinde çektiğiniz fotoğrafı paylaşın.Eminim harika fikirler çıkacak.
Heyecanla bekliyorum:)

19.5.12

BİRAZ EĞLENMEYE NE DERSİNİZ?


Yarın biraz eğlenelim diyorum ne dersiniz?DUKAN kek ve pastalarımızla katılalım biz de bu etkinliğe diyorum.Bakalım ne ilginç fotolar çıkacak ortaya:D

20 Mayıs Dünya Kek ve Pasta Günü’nde pişirirken eğlen, eğlenirken paylaş.


Unilever globalin öncülüğüyle, pişirmenin ötesinde paylaşmanın da mutluluğu artırdığından hareketle 20 Mayıs, Dünya Pasta ve Kek Günü olarak kabul edildi. Bu yıl ilk defa ha
yata geçirilecek olan bu özel gün sosyal medyada da yaygın olarak kutlanacak.

Yeni lezzetler oluşturmaktan ve bu lezzetleri paylaşmaktan keyif duyanların gün boyunca pasta ya da kek pişirmeleri, sonrasında ise bu lezzetleri şehrin ya da evlerinin ilgi çekici bir yerinde fotoğraflamaları hedefleniyor.


Tüm dünyada eş zamanlı olarak kutlanacak olan Dünya Pasta ve Kek Günü’nde ortak bir eğlence bilinci yaratılırken, lezzetli tarifler pişirildikten sonra katılımcılar yaratıcılıklarını kullanıp pişirdikleri tarifleri şehrin ya da evin farklı yerlerinde fotoğraflayarak bloglarında, twitter’da ve instagram’da takipçileriyle paylaşacaklar.


Twitter’da @worldbakingday hesabından veya #caking hashtag’inden, Pinterest’ten
http://pinterest.com/worldbakingday/ ve www.dunyakekvepastagunu.com web adreslerinden paylaşılan dünyanın ve Türkiye’nin tüm bölgelerinden gönderilmiş eğlenceli fotoğraflar da incelenebilecek.


Birkaç örnek foto da ekleyeyim:)

    benden başka eğlenen Dukan'cı olmadı sanırım :)
bu da benim http://www.worldbakingday.co.uk/ 'da yayınlanan #caking fotoğrafım. Başrolde baştacı gojiberry'li dukan muffinim  ve ben:D
 
       

9.2.12

İÇİMİZDEKİ SESSİZ MİSAFİRLER:PROBİYOTİKLER

Latince'de YAŞAM İÇİN (pro:için,bio:yaşam) anlamına gelen Probiyotikler ,bağırsaklarımızda yaşayan 100 trilyon(evet 100trilyon) faydalı bakteridir.
 Probiyotiklerin görevleri:
  • Bağışıklık sistemini güçlendirmek.
  • Yiyeceklerin hazmını kolaylaştırmak.
  • Vitaminlerin (K vit, biyotin, B12, niasin vb) sentezini yapmak.
  • Bağırsak duvarını zararlı maddelerden korumak ve bağırsak geçirgenliğini azaltmak.
  • Zararlı maddelerin (toksinler) kan dolaşımına geçmesini engellemek.
  • Besin allerjilerini ve ekzemayı önlemek.
  • Kronik enflamatuvar (iltihabi) hastalıkların oluşumunu engellemek.
  • Kanseri önlemek.
  • Yaşlanmayı yavaşlatmak.
  • Depresyonu hafifletmek.
  • Otizm bulgularını hafifletmek.
  • İshali önlemek ve tedavi etmek.
  • İdrar yolu iltihaplarını önlemek.
  • Kabızlığı tedavi etmek.
  • Böbrek taşlarının (okzalat) oluşumunu azaltmak. 
Probiyotikler doğal olarak yoğurt,kefir,peynir,sirke,turşular gibi fermente ürünlerde bulunurlar.


Son yıllarda rafine gıdaların tüketimindeki artışa paralel olarak, turşu, yoğurt ve çeşitli salamuralar gibi geleneksel fermantasyon gıdalarının az tüketilmesi, süt ve yoğurt gibi fazla tüketilenlerin ise ekşimesin ya da kesmesin diye pastörize edilmesi ya da antibiyotik katılması vücudumuzun mükemmel probiyotik dengesini alt üst etmiştir. 
 Ayrıca sık kullanılan antibiyotikler,stres,alkol,işlenmiş gıdalar ve diyet gibi yeme sistemimizi birden değiştirmek de bu faydalı bakterileri yok etmekte ve bağışıklık sistemimizi bozmakta.


Malum Dukan diyetinin yan etkilerinden en önemlilerinden biri de kabızlık.Bazılarımız ise tam tersi bir durumdan şikayetçi.


Dukan diyetindeki izinli gıdalar içinde tükettiğimiz yağsız süt ürünlerinin probiyotikler açısından faydası olduğunu sanmıyorum.Probiyotikli ürünlerde ise izinli olduğumuzdan fazla yağ mevcut.
Ben çoğunlukla evde yoğurt mayalarken probiyotikli yoğurtlardan kullansam da ,açılır açılmaz tüketilmeleri gerektikleri ,yoksa etkinliklerini yitirdiklerini okuduğumdan beri yaptığım yoğurda da güvenmez oldum.
Turşular gereğinden fazla tuzlu,sirke herkesin rahatlıkla tüketebileceği bir besin değil.


Bu durumda dışardan probiyotik takviyesine ihtiyaç duyduğumuz aşikar.Eczanelerde rahatlıkla probiyotik kapsülleri bulunabilmekte.Bu kapsüller ilaç değil besin takviyesi aslında.İstenirse içtiğimiz suya veya yediğimiz yemeğe de karıştırılıp tüketilebiliyorlar.



Bu konuda ızdırap çekip, tavsiye isteyenlere duyurulur:)



kaynaklar: 
http://silvieandmaryl.com/2009/12/probiotics-friendly-bacteria/
http://en.wikipedia.org/wiki/Probiotic

http://www.gidaraporu.com/probiyetikler-insan-sagligi-onemi_g.htm

30.12.11

DÜŞÜK KARBONHİDRAT DİYETLERİ GERÇEKTEN ZARARLI MI?

TAŞ DEVRİ DİYETİ'nin yazarı Prof.Dr.AHMET AYDIN'ın konuyla ilgili verdiği bilgileri paylaşmak istedim.Taş Devri ve Karatay diyetlerinin Dukan diyetiyle ortak noktası düşük karbonhidrat diyetleri olmaları.Belirgin farkları ise faydalı yağları da destekliyor oluşları.Kendisinin daha detaylı makalelerine http://beslenmebulteni.com'dan ulaşabilirsiniz.


Taş Devri Diyeti gibi yüksek proteinli diyetlerin kemikleri erittiği söyleniyor. Bu doğru mu?
Doğru değil. Doğru olsa idi Taş Devri’nde yaşayan insanların kemiklerinde osteoporozu sık görürdük. Tam tersine neredeyse hiç yok.
Fazla proteinli gıda tüketenlerde osteoporoz olabileceğini belirten ilk yazı 1968 yılında yayınlanmış (13). Bu çalışmada 25 lakto-ovovejetaryen ile eşit sayıdaki et yiyicinin el tarak kemikleri kıyaslandığında vejetaryenlerin kemik yoğunluklarının daha fazla olduğu saptanmış.
Etin osteoporoza neden olma iddiası asidik olması ile izah ediliyor. Gerçekten de et ve balığın böbreklerde oluşturduğu asit yükü yüksek, sebze ve meyveninki ise düşük. İnsan böbrekleri pH:5’in altındaki yani asidik idrarı boşaltamıyorlar. Bu nedenle et, balık ve tahılların yenilmesi sonucu oluşan asitler (daha çok fosfat ve sülfatlar) kısmen kemikten gelen kalsiyum ile tamponlanıyor. Diyetle alınan yüksek miktardaki asit, böbrekler ile atılırken kemik kalsiyumunu da eritiyor.
Fakat yine de ‘et osteoporoz yapar’ iddiası oldukça şaşırtıcı. Çünkü fosil kalıntıları incelendiğinde çok daha fazla etin tüketildiği, tarım devrinin öncesinde neredeyse hiç osteoporoz yok.
Nitekim 6–18 yaş arasında 229 çocuk ve ergenin 4 yıl boyunca incelendiği bir araştırmada protein tüketimi arttıkça kemik yoğunluklarının da arttığı gösterildi (14). Bu çalışmaya göre et tüketmek kemik erimesine neden olmadığı gibi, kemik erimesini de önlemekte. Neden olarak da diyetteki proteinlerin, kemik bağ dokusunu (matriks) oluşturan esansiyel amino asitlerin hammaddesi olması gösterilmekte.
Bazı araştırmalarda protein tüketimi arttıkça kemik yoğunluğunun artması, bazılarında ise azalması proteinli gıda yanında alınan asidik ya da bazik (alkali) gıdaların miktarı ile ilgili. Proteinli gıdalar (et, süt, süt ürünleri, yumurta), tahıllar, rafine yağlar, şekerler ve rafine diğer gıdalar asit yükünü artırırken, sebze ve meyveler asit yükünü azaltıyorlar. Taş Devri’ndeki insanların idrarla attıkları asit miktarı (22mEq/gün) günümüzdekinden (64mEq/gün) üç kat daha az (15).
Günümüzde böbrek asit yükünün artmasının tek nedeni alkaliden zengin sebze ve meyvelerin yeteri kadar alınmaması değil. Ayrıca et ve tahıl gibi besinlerin işlenmesi sırasında potasyum ve magnezyum gibi alkali yapıcı minerallerini kaybetmesi. Bu nedenle kavurma, klasik sucuk ve pastırma, mandıra sütü gibi proteinli gıdalar, salam, sosis ve kutu sütü gibi rafine gıdalara göre daha az asidikler.
Yapılan bir araştırmaya göre diyetteki kalsiyum 500mg/gün’ün altında olmadıkça fazla protein yenmesi bağırsaktan kalsiyum emilimini azaltmamakta, tam tersine artırmakta (16).


Taş Devri Diyeti gibi düşük karbonhidratlı diyetlerin sağladığı kilo kaybı su kaybına bağlıdır deniyor, doğru mu?
Bu doğru ama aynı durum diğer diyetler için de doğru. Ama bu etki çok kısa bir süre sonra kayboluyor ve kişi daha sonra vücut yağlarını kaybetmeye başlıyor.

Düşük karbonhidratlı diyetlerin kasları erittiği söyleniyor, bu da mı yanlış?
Bu iddia da yanlış. Bu diyet yağ kitlesini eritiyor, kas kitlesini değil (20).

Böbrek hastalığı ve hipertansiyonu olan hastaların yüksek proteinli bir diyetten olumsuz etkilendiği söyleniyor, peki bu doğru mu?
Bazı böbrek yetersizliği olan hastalarda yüksek proteinli gıdalar böbreklere zarar verebilir. Bunun nedeni fazla proteinin metabolize olarak fazla üre yapmasıdır. Böbrek yetersizliği varsa bu fazla üre yeteri kadar atılamaz. Bu durumda hastaya verilen protein miktarı kısıtlanır. Bütün bu anlatılanlar doğru ama böbrekleri sağlam olan birisi için bu söz konusu değil. Yapılan bir çalışmada %25 protein alan grupla %12 alan grup arasında böbrek fonksiyonları arasında bir fark olmadığı saptanmış (21). Başka bir çalışmada da vücutçulara kg başına 2.8gram gibi yüksek protein verilmesine rağmen böbrek fonksiyonlarında bir bozukluk olmadığı görülmüş (22).

Düşük şekerli diyetlerin ketozis yaptığı da iddia ediliyor. Bu konudaki düşünceleriniz ne?
Ketozis yağ dokusunun yıkıldığının göstergesi. Bir kere Taş Devri Diyeti’nde bütün karbonhidratlar yasaklanmıyor, meyve ve sebze glisemik endeksi düşük şekerler alınıyor, o nedenle ketozis olmuyor. Eğer günlük karbonhidrat tüketimi 50 gramın altına düşerse ketozis olabilir. Bu durumda bile çok kötü bir şey olmuyor. Çünkü ketonlar beyin dahil olmak üzere önemli bir enerji kaynağı. Zaten ketojenik diyetler epilepsi ve bazı nörolojik hastalıklarda bir yüz yıla yakın zamandır başarı ile kullanılıyor. Aslında ketozis patolojik değil, fizyolojik bir durum. Ketonlar bir zehir değil. Beyin ve kalp şekere göre ketonları %25 daha verimli bir enerji kaynağı olarak kullanıyor.


 GÖRSEL:http://www.healthandphysicaleducationteacher.com/health-care/nutritional-diseases/proteins.html

YUMURTA KOLESTROLÜ ARTTIRMAZ AMA HANGİ YUMURTA?

42-16247680 Egg Yolk and Egg Shell --- Image by © J.Riou/photocuisine/Corbis © Corbis. All Rights Reserved.
İpek Hanım'ın Çiftliğini duyanlarınız ve hatta alışveriş edenleriniz vardır mutlaka.Ben de 2 yıl önce keşfettim kendisini.Doğal ,ilaçsız,kimyasalsız sebze,meyve,yumurta(ve onlarcası) diyince o geliyor çoğu kişinin aklına.Detaylara boğmamak için ayrıntıya girmiyorum.Sitesinin linkinden incelersiniz arzu ederseniz. http://www.ipekhanim.com/ipek_hanim_ciftligi/ciftlige_giris.html

Kendisi her hafta mail atar.O haftanın öne  çıkan ürünü hakkında bilgi verir.O kadar güzel bilgiler de paylaşır ki herkes duysun bilsin istersiniz.Aşağıda okuyacaklarınız onun en son maillerinden bir tanesi.Yumurtayla ilgili bilmediklerimizi bilelim diye:)

''Bir dönem ''Aman yumurtadan uzak durun, kolesterolünüz tavan yapar yoksa!'' denirdi. Bakıyordum etrafıma, her sabah tavaya dört göz yumurta kırıp üç kaşık da tereyağı atan teyzem sekseninci yaşına biraz kilolu girmiş olmakla birlikte kalp krizi falan geçirmiyor... Tüketmeye hiç ara vermedim.

Sonra sonra bilim insanları da yumurtanın kolesterolü yükseltici bir şey olmadığını söylediler, benim yarı bilimsel ''teyzem ölmediyse sağlıklıdır'' teorim de tutmuş oldu. :) Ama önemli bir şey vardı, teyzem besi çiftliği yumurtası falan yemezdi. Bahsettikleri kolesterol yükseltmeyen yumurta da döllenmiş yumurtaydı.

Tıpta uzun zamandır kullanılan, özellikle son dönemlerde kanseri tedavi etme çalışmalarında adını sıkça duyuran Lesitin diye bir madde var. Bu madde döllenmiş yumurtanın sarısında bulunuyor. Zaten adı da Yunanca'da yumurta sarısından geliyor. Yumurta döllendiğinde ortaya çıkıyor. Yumurta sarısındaki yüksek kolesterolü düşürüyor, vücuttaki kolesterol dengesini sağlıyor, bağırsak sorunlarından kurtulmayı sağlıyor. Sağlıyor da sağlıyor...

Marketlerde satılan yumurtalarda var mı? Yok. Çünkü besi çiftliklerinde yumurta tavukları ile horozlar ayrıldığı için çiftleşme, döllenme mümkün değil. Özel bir sebebi var elbette... Döllenmemiş yumurtanın raf ömrü uzun. Çok uzun... Oysa yumurta döllendiği andan itibaren içinde yaşam başlıyor ve en fazla 10 gün içinde bozuluyor.

Marketlerde, son zamanlarda pıtrak gibi çoğalmış organik ürün dükkanlarında falan köy yumurtası diye sattıkları şeyler var. Bir sepet samanla doldurulup içine yumurtalar dizilince onlar köy yumurtası oluyor otomatik olarak. :) Ama işin tuhafı bunlar bir de ayrılmış. ''Turuncu Köy Yumurtası'' var, hemen yanında ''Sarı Köy Yumurtası'' var. ''Çift Sarılı Köy Yumurtası'' var, biraz daha pahalı bu... Bakıyorsunuz, döllenmemiş yumurta çoğu... Serbest gezen tavuklardan geldiği söyleniyor da köyde serbest gezen tavuğun bir horozun tecavüzünden kaçma ihtimali yok. En fazla beş dakika dolanabilir serbest serbest...

O satılan yumurtaların çoğunun gerçek bir yumurta ile ilgisi yok. Bildiğiniz fenni çiftlik yumurtası... Beyaz dışında bir renge sahip olmaları da bir şeyin göstergesi değil artık maalesef. Yemlerle, ilaçlarla kolayca müdahale edilebiliyor yumurtaların renklerine. Bakmanız, dikkat etmeniz gereken yumurtanın döllenmiş olup olmadığı...

Bunu anlamak dikkatli gözler için çok kolay aslında. Döllenmiş yumurtalarda horozun sperminden küçük, siyah bir benek olur yumurtanın içinde. Kırdığınızda küçücük de olsa biraz dikkatli bakarsanız bu beneği görürsünüz. O beneği gördüğünüz yumurtayı dilediğiniz gibi tüketin işte.''



Blogging tips